İşin mücellithaneden çıktıktan sonraki görünümü ve kalitesi gerçek bir sanattır.

Basılmış olan kitap, mecmua, broşür ve buna benzer bütün yazılı veya resimli işlerin bulunduğu kağıtların sayfa ve forma sırasına göre katlanıp bir araya getirilmesi ve bunların blok teşkil ettikten sonra üzerlerine muhafaza olarak bir kap geçirilmesi ve bunların blok teşkil ettikten sonra üzerlerine muhafaza olarak bir kap geçirilmesi veya dağılmaması için birbirlerine tutturulması ve bunun gibi işlemlere ciltleme, bu sanata da mücellit sanatı denilmektedir. Bu sadece genel tanı olarak geçerli izahattır. Mücellit sadece bir kitabın, bir mecmuanın ciltlenmesi anlamına gelmez. Örneğin, baskı makinesine basılmak için bir iş geldi. Basılacak kağıdın makineye istenilen ebatta kesilerek yüklenecek hale gelmesi de.
Baskı sonrası formaların birbirini takip edecek şekilde sayfa numarası ile katlanması yine sıra ile dikilmesi veya tel dikişle tutturulması (zımbalanması), pliyaj yapılması, gofre gibi işlemlerden geçmesi hepsi mücellit işidir.
Günümüzde mücellit işçiliği son derece ilerlemiştir. Teknolojinin gelişmesi ile formaların harmanlanması, dikişli tutkalı , kapak takması, kesme işlemleri, hatta paketleme işlemleri bile (poşetleme) makineler tarafından yapılmaktadır. Baskı sonrası , basılan bir işin son durumunu gösteren bir ayna görevini yerine getirmektedir.
Hazırlığı, filmi kağıdı baskısı ne kadar mükemmel olsa da bu işin mücellithaneden çıktıktan sonraki görünümü ve kalitesi gerçek bir sanattır. Günümüzde yaşadığımız bazı hatalı ciltlemelerden kaynaklanan ve bizleri rahatsız eden (mutlaka yaşadığımız) olayları hatırlayalım. Bir kitap almak istiyorsunuz. Beğenmiş olduğunuz kitabı elinize aldınız. Cilt kapağı eğri yapıştırılmış, formalar karışmış, selofan kabarmış, kenar kesimleri eğri ve yanlış kesilmiş siz bu kitabı alır mısınız? Yoksa bu hataların yapılmamış olduğu daha düzgün bir kitabı mı tercih edersiniz?
İşte burada baskı sonrasının en önemli kısmı olan mücellit işinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.